Kayıtlar

Şubat, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

HAYAL MÜZELERİ 15 - ROGER BALLEN

Resim
Güney Afrika'nın etnik ve toplumsal sarsıntısını kim daha özgün anlatabilir , yalnız bu ülkenin değil tüm insana özgü ; sosyal sığlaşmanın bir fotoğrafda netleşmesi ! Roger Ballen 'nin 30 yılı aşkın çalışması , bir insan anatomisi içeriğindeki "Gölgeler Odası" sergisini 2006 yılında gördüğümden bu yana, sergiden bir çok görseli ama özellikle bu fotoğrafı katiyen unutmadım . Fotoğrafın "numerique" devriminden önce, 6x6 siyah-beyaz çekimlerde fotoğraftan öte yazının , resmin yani anlatım arzusunun çok başarılı örnekleri vardı. İster istemez insana nasıl bakıyoruz ; yakın -uzak ya da daha derinliklere inerek onun karanlık odasına girebilmek. Bu bana Dino Buzzati'nin K kitabındaki yine unutamadığım bir öyküsünü anımsattı : Douce Nuit / Dingin Gece , bir yaz gecesinin o anlatılamaz atmosferinin penceresinden geçerek bahçeye çıkıyoruz ; doğa , ağaçlar ve çiçeklerin tarif edimez esanslarını bu ılık atmosfere sunarken çimenlere ve onların derinliklerine i

ANILARIMIZIN PENCERESİ

Resim
Geçen ay bir süre İstanbul'da kaldım , nasıl anlatılır bilmiyorum ; kırk yıldır her dönüşümde  başka bir "sığlaşma" yaşıyorum bu kent te , belli bir yaşa gelmek gerekiyormuş ; Beaudelaire'in  "Le Spleen de Paris" de anlattığı bunalımı. Her ne kadar dilimize "Paris Sıkıntısı" olarak çevrilmişse de , bazı sözcüklerin çok anlamlı olması , yine çeviri için bir önemli bir güçlük. Bir çok dilde de karşılığı yok ; "le spleen" içerik olarak geçici bir mélancolie , bıkkınlık , Buna benzer başka dillerde de gizemini sürdüren sözcükler var ; ancak o dili yaşayanlara özgü gizli bir ezgi taşırlar ; örneğin Portekizce de " saudade " sözcüğü ki sözlük de anlamı : nostalgie'nin izlerini taşıyan bir mélancoli olsa da tam bir çevirisi olanaksız . Yiten bir şeyi özlemek nostalgie'den öte , hem yakın hem uzak , tekrar dönüş olanaksız , geçmişi anımsamak , hüzün de var içinde şiir ise daha çok. Benimki belki buna daha yakın sıkıntı